Yeraltından Notlar

Ben hasta bir adamım… Gösterişsiz, içi hınçla dolu bir adamım ben

Soyut insan" diyebileceğim garip yaratıklar olmaya can atıyoruz. Biz ölü doğmuş kişileriz, zaten çoktandır canlı olmayan babaların soyundan ürüyoruz ve bu durumu gittikçe daha çok beğeniyor, bundan zevk almaya başlıyoruz. Nerdeyse bir kolayını bulup bizleri doğrudan doğruya düşüncelerin doğurmasını sağlayacağız

Üstelik sizler ödlekliğinizi ölçülü davranış sayarak kendi kendinizi aldatıp avunuyorsunuz

Şöyle deneme olsun diye, içimizden birine daha çok özgürlük verin, ellerindeki bağı çözüp yaşama alanını genişletin, üstündeki vesayeti kaldırın; bakın, o zaman yeniden vesayet altına girmek için önce kendisi can atacaktır

Çünkü bizler, az ya da çok, yaşamak alışkanlığını yitirmiş, aksaya aksaya yürüyen insanlarız. Hem de gerçek "canlı yaşam"dan tiksinecek, onun lafını bile işitmek istemeyecek kadar yaşama yabancılaşmışız

Kolay elde edilmiş bir mutluluk mu, yoksa insanı yücelten acı mı daha iyi

İşte o günlerde canımın sıkıntısından çatacak birini ararken, aklıma, Apollon'un aylığını iki hafta geciktirerek teresi cezalandırmak geldi.

bozuk sinirlerimin uydurduğu büyütülmüş saçmalıklar olarak görmeye hazırdım

öyle de olsa, Liza'nın onu, değerli bir taş gibi, gururunu okşayıp onurunu kurtaracak bir belge gibi saklayacağından emindim

Bırakın da çıkıp biraz daha yaşayayım! Dünyayı tanımadan yaşadım, yaşamımın değerini bilemedim,