Bir biyografi yazarı olarak da dikkati çekmesi gereken Necip Fazıl’ın, güttüğü toplum dâvasında Türk tarihi ve sahte inkılâplar bilmecesinin «anahtar şahsiyeti» gördüğü Abdülhamid Han’ın hayatı, bu eserde bir tez, bir manifest, bir dava çerçevesi halinde ortaya çıkartılmaktadır.
Keşif mutlak ve orijinal olarak Necip Fazıl’ındır ve bir aralık sahibini hapse kadar sürüklemiştir.
«Marifet, büyük kısmı kursaktan doğma uydurmalarla Abdülhamid’i konuşturmakta değil, Abdülhamid hakkında konuşabilmek ve bir sentez örebilmektedir»
Diyen Necip Fazıl’a göre:
«36 Türk hükümdarı arasında belki en büyüğü ve tarihî hakkı muazzam bir zat mevzuunda yahudi, dönme, mason, kozmopolit ve emperyalizma ajanlariyle el ele, İttihat ve Terakki eşkiyasının imal ettiği ve Cumhuriyet rejimi boyunca devamına şahit olduğumuz yalancı tarihe paydos!.. Dünyada her şeyin sahtesi görülmüş, fakat ilim ve tarihin devamlı yalancısına rastlanmamıştır!»