bookmate game
tr
Ahmet Say

Müzik Nedir, Nasıl Bir Sanattır

Notify me when the book’s added
To read this book, upload an EPUB or FB2 file to Bookmate. How do I upload a book?
  • Ufuk Başkakhas quoted4 years ago
    Bir toplumda sosyokültürel gerileyişin kökeninde sosyoekonomik çöküş yok mudur? Sakın şaşırmayın, bir hususu daha ekleyeceğim: Sosyoekonomik, sosyokültürel ve sosyopolitik koşulların şaşmaz bir göstergesi, müzikteki düzeydir. Evet, müziğin düzeyi, toplumun ne halde olduğunu gösterir! (Bu yazdıklarım hiç de benim buluşum değil: 2500 yıl öncesinin Çinli düşünürü Konfüçyüs (M.Ö. 551-479) şöyle demişti:

    “Bir ülkenin doğru yönetilip yönetilmediğini, ahlâk açısından yücelip yücelmediğini anlamak isterseniz, o ülkedeki müziğin düzeyine bakınız.
  • Talatcan Baykanhas quoted2 years ago
    Sözlü müzik formları
    Kâr: Büyük bir sözlü eser formu olan kâr, özgür karakter taşıyan eserlerdir. Beste (Murabba): Bir gazelin iki beyti üzerine bestelenmiş sözlü eserdir. Terennümlü veya terennümsüz olabilir. Fasıl: Aynı makâmda bestelenmiş eserlerin, topluluk tarafından belli bir sırayla art arda seslendirilmesidir. Ağır semâî: İki beyitten oluşan güfte üzerine bestelenmiş eserlerdir. Birinci, ikinci ve dördüncü dizeler aynı besteyle okunur. Üçüncü dize olan “meyân”da önemli makâm geçkileri yapıldığı görülür. Yürük Semâî: Daima “Yürük Semâî” usûlüyle bestelenen bu eserler, büyük sözlü eserlerin seslendirildiği fasıllarda Ağır Semâî’den sonra, şarkıların da yer aldığı büyük fasılda ise sonda yer alan Saz Semâîsi’nden önce okunur. Nakş (Nakış): Çoğunlukla leng fahte usûlüyle bestelenen bu form, “Beste” ya da “Murabba”nın benzeridir. Nakşları Murabba’dan ayıran başlıca fark, terennümlerin ikişer dizeden sonra gelmesidir. Şarkı: 18. yüzyıldan sonra önemi artarak günümüze kadar gelen bu form, genellikle müzikte derinlik aramayan dinleyiciler için çekici nağmeler üzerine kuruludur. Geleneksel sanat müziğimiz, Hacı Arif Bey’den sonra âdeta “şarkı müziği” haline gelmiştir. Gazel: Hânende tarafından gerçekleştirilen ses müziği doğaçlamasıdır.
  • Talatcan Baykanhas quoted2 years ago
    “Makâmı makâm yapan seyirdir” tanımını ileri sürebiliyorsak, “Usûlü usûl yapan kalıptır” tanımı da aynı şekilde geçerlidir.
  • Talatcan Baykanhas quoted2 years ago
    Çoğu makâmın sesleri hemen aynı olmasına karşın, seyirlerindeki farklılıklar nedeniyle isimleri değişmekte, başka bir makâma dönüşmektedir. Eğer bir makâm, seyre karar çevresi sesinden başlıyorsa o, “çıkıcı” bir makâmdır. Seyre ikincil durak çevresinden başlayan makâmlara “inici çıkıcı makâmlar”, karar sesinin sekizlisi çevresinden başlayan makâmlara ise “inici makâmlar” denir.
  • Talatcan Baykanhas quoted2 years ago
    “Meşk” terimi, Arapça temeşşuk: “karşılıklı öğrenip öğretmek, birbirine meşk etmek” sözcüğünden kaynaklanır. Bir müzik ustasının ele aldığı parçanın kısım kısım okunması ya da çalgıyla seslendirilerek öğretilmesi esasına dayanan meşk yöntemi, müzik yazısını bütünüyle dışlayan bir öğretim sistemidir. Çünkü geleneksel müziğimizde bir müzik eserinin zaman içinde unutulmayarak yeniden seslendirilmesi, notaya alınmış olmasına değil, eseri meşk etmiş olanların sayısına bağlı olmuştur.
  • Talatcan Baykanhas quoted2 years ago
    Geleneksel müziğimizin eğitim ve öğretiminde ana ilke “meşk” etmek, eserleri bir ustadan geçmektir. Meşk, usûl ve makâmları ustayı dinleyerek tekrarlamaya, icranın inceliklerini bu yoldan öğrenme ve ezberlemeye dayanmaktaydı. Meşk geleneği, müzikçilerin dinleyerek öğrenme yeteneğini geliştirmiş, öte yandan müzik yazısı kullanılmayışı nedeniyle belleğe dayalı olan birikimin izleyen kuşaklara aktarılmasında yetersiz kalmıştır. Bu nedenle birçok eser unutulmuş, unutulmayanların bir kısmı ise değişerek günümüze gelmiştir.
  • Talatcan Baykanhas quoted2 years ago
    Bestecilikte Hacı Arif Bey ve Şevki Bey zincirinin son halkası kabul edilen Lemi Atlı (1869-1945), yüzlerce şarkı bestelemiş, gür ve etkili sesiyle aynı zamanda değerli bir hânende olarak tanınmıştır.
    Geleneğin Lemi Atlı ile noktalandığını ileri süren müzikologlarımızın bu görüşüne katılmakla birlikte, cumhuriyet döneminde atılımcı bir ruhla geleneğe sahip çıkan Münir Nurettin Selçuk (1900-1981), Sâdettin Kaynak (1895-1961), Selâhattin Pınar (1902-1960) gibi bestecilerimizi de anmak gerekir.
  • Talatcan Baykanhas quoted2 years ago
    Yüzyılın ilk çeyreğinde müziğimize yaratıcı katkılar getiren müzikçilerin başında Tanbûrî Cemil Bey (1873-1916) gelir. Son derece derinlikli müzikal duyarlığı olan Cemil Bey, geleneksel çalgı sanatımıza yeni bir tarz ve değişik bir yorum getirerek icracılığın gelişmesinde rol oynamıştır. Tanburu yayla çalmayı ilk düşünen ve uygulayan bestecimiz, doğaçtan çalmaya dayanan “taksim” formunu da ihya etmiştir.
  • Talatcan Baykanhas quoted2 years ago
    Hacı Arif Bey’in eserleri, makâm, usûl ve geçki tekniğini kullanma bakımından ustalıklıdır ve müzikal zenginlik sergiler. Şarkıları coşkulu, parlak bir üslup taşır. Şevki Bey’in üslubu ise genellikle içe dönük, hüzünlüdür.
  • Talatcan Baykanhas quoted2 years ago
    Din dışı alanda ise şarkı bestecisi olarak öne çıkan iki büyük yetenekle karşılaşılır: Hacı Arif Bey (1831-1885) ve onun öğrencisi Şevki Bey (1860-1891).
fb2epub
Drag & drop your files (not more than 5 at once)