Cinnet
Beyaz gömlek, yılların bana hediyesi.
Düşünememek ne güzel bir lütuf!
Karanlık bir çukurdur yatağım…duvarlar nemli.
Beynimi yırtan kalabalıklar yoruyor beni…
Susmak… konuşmak kadar kutsal,
Üşüyorum…kapayın üzerimi!
Cinnet gecirdiğim gecelere acıyorum.
Adını andığım her an’a lanet…
Çocuk gibi büyüttüğüm yar serseri genç.
Bana yar demen ödülüm oldu, belki de biraz geç.
Yine de büyüdüğünü görmek güzeldi sevdanın,
Kollarımda…
Mecnun olabilmek herkesin harcı değil.
Leylalar sayısız beklemekte.
Delirmek… bazen en kutsal erdemdir,
Bazen de bir insan için ne saçma!
Ne kadar gereksizsin…
Anlamsız yaşantımın anlamı sen değilsin.
Sen yalnızca O‘ndan gelen bir katre.
Bense asıl sahibine aşık divaneyim.
Yanlış adreslerde sükun aramam cehaletimden,
Kayboluşum emanete hıyanet.
Cinnet geçirdiğim gecelere acıyorum…
“Şüphe yok ki Yunus da elçilerden biriydi. Hani o efendisinden kaçan bir köle gibi ağzına kadar dolu bir gemiyle kaçmıştı. Bunun ardından kurra çekilmiş ve hayatı kayıp denize atılmıştı. Derken o derin bir pişmanlıkla kıvranır bir haldeyken iri bir balık tarafından yakalanmıştı.”
(Saffat suresi, 139/14)
Bu kitap, geçirmiş olduğum ağır bir depresyon döneminde içime attığım korku, öfke, yalnızlık, terk edilmişlik ve değersizlik gibi duyguları dışa vurma ihtiyacını elimin altında bulundurduğum ajandaya yazarak gidermeye çalıştığım günlüklerin derlenerek bir araya getirilmesiyle meydana gelmiştir.
Bu yazmalar bazen birkaç satır, bazen uzun bir iç dökme şeklinde kendini gösteriyordu. Yazdıkça neler hissettiğimi, neler düşündüğümü daha net görebiliyordum. Bu sağlıklı düşünebilen bir insan için çok şey ifade etmese de, bunalımdaki bir insan için iyileşmeye giden yolda ilk adımdır kendini tanımak, duygu ve düşüncelerini ifade edebilmek, sorun’un kaynağına inmek adına. Çünkü, ağır bir depresyon geçiren hastaların en büyük sorunu kendilerini ifade edemeyişleri, kendilerine yabancılaşmaları ve kendilerinden kopuşlarıdır.
Depresyonu atlattıktan veya atlattığımı düşündüğüm bir zamanda Almanya’da Psikolojik Danışmanlık okumaya başladım. Bu dönemde günlük tutmanın öneminin bilimsel olarak da önemli bir terapi tekniği olduğunu öğrenince günlüklerimi yeniden gözden geçirmeye karar verdim. Yazdıklarımın tümüne baktığımda bunların kendi içinde üç bölümden oluştuğunu farkettim ve üç bölüme ayırarak benimle aynı şeyleri yaşayan insanlar için yayınlamaya karar verdim.
Her bölümün girişine Kur’an’da yer alan Yunus kıssasından ayetler eklememin sebebi ise, depresyona en iyi örnek Hz. Yunus’un hayatından verilen kesitlerdir. İlginçtir, bu kesitler de üç evreden oluşmaktadır:
* Balığın karnına giden süreç ve sebepler.
* Balığın karnında kendi hatalarıyla yüzleşme, pişmanlık ve af dileme.
* Allah’ın lutfuyla direnişte gösterilen çaba ve samimiyetin ödülü olarak ona bir şans daha verilerek hayata ve görevine yeniden döndürülmüş olması ki; bu herkese nasib olmaz. Ancak sağlam ve samimi bir dönüş yapanlar müstesna.