Türkiye’de devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü ve devamlılığını savunmak ve korumak paralelinde vatandaşların hak, hürriyet ve sorumluluklarına saygı duymak ve hukuka uymak anayasal bir zorunluluktur. Birey olarak hepimiz ve kurumsal olarak da demokratik erklerin tümü için gerekli olan ortak değerlere gösterilecek hassasiyet basın, yani medya açısından çok önemlidir. Zira basın, haber verme işlevleri yanı sıra daha pek çok toplumsal ve psiko-sosyal işlevleri de yerine getirmektedir. Demokrasilerde yasama, yürütme ve yargı güçlerine ilaveten “dördüncü kuvvet” olarak kabul edilen “basın”, kısa vadede toplumların yönetiminde ve yönlendirilmesinde, uzun vadede ise toplumların gelişmesinde ve demokratik erklerin (yasama, yürütme ve yargı güçlerinin) kullanılma biçimlerinin şekillendirilmesinde geniş anlamda önemli ve tek kuvvettir, işlev ve etki bakımından önemli olan bu toplumsal kurumun verimli ve etkili olarak çalışabilmesi ile gelişebilmesi için ‘kamu yaran’ ilkesini büyük bir dikkatle koruması gerekir. Kamu yararının nasıl ve ne ölçüde gözetileceği ise sadece basının değil başta “beşinci kuvvet” olarak nitelendirebileceğimiz “sivil toplum kuruluşları” olmak üzere hemen her kesimin ortak sorumluluğuyla biçimlenecektir.
Günümüzde basının gelişimi, piyasadaki rekabet ortamı, basında sahipliğin düzenlenmesi ve çoğulculuğun sağlanması gerçeğiyle örtüşmekte, toplumun doğru bilgi ve haber alma hakkı her zamankinden daha fazla önem kazanmaktadır. Türk medyasındaki mülkiyet ilişkileri ve ekonomik örgütlenme biçiminde kaynaklanan sorunlar, medya etiğinin önündeki önemli engellerden biri haline gelmiştir. Maalesef kamu yayıncılığı yapan TRT kurumu etkinliğini ciddi ölçüde yitirmiş, kamu hizmeti yayıncılığı yapması öngörülen özel yayıncılık her bakımdan kontrol edilemez bir büyüme göstermeye başlamıştır. Bilgi toplumundan uzay çağma geçişte son derece önemli bir kurum olan basının, eski İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın “...Medyanın tehdit terörü siyaseti ve bürokrasiyi kilitledi” ifadeleriyle geniş anlamda örtüşen konumu ülkemiz kamuoyu bakımından çok düşündürücüdür. Bu tehdit çok boyutludur.