ağlayıp sızlamak yetmez; biraz da bir şeyler yapmak gerek, biraz da bir şey olmak gerek.” İyi de, söyleyin bana, siz Batı kafalı aydın Ruslar, sizin aranızda hak yolunda yürüyenler var mı? İsa’dan üstün tuttuğunuz doğru kişileri gösterin bana! Ama bilin ki bu halkın arasında hak yolunda giden kişiler vardır. Halkın arasında daha sizin gözünüze çarpmamış nice olumlu, güzel adamlar vardır. Biz görelim görmeyelim, hak yolundan ayrılmayan, hak yolunda şehit düşenler çok bu ülkede. Gözü olan görür; gözleri yalnız hayvanlık örneği arayanlar tabii bir şey görmezler. Ama zarar yok, onlar görmesin, halk biliyor kendi içinde doğru kişilerin, doğruluğa el basanların var olduğunu. Gücünü bu bilgiden alıyor. Halk, zamanı gelince doğru yol bilenlerin kendini kurtaracağı umuduyla güçlüdür. Bir düşünün, kaç kere felaketten kurtardı bu halk bu yurdu? Günaha boğulmuş, içkiden kafası dumanlanmış, ahlaksızlık batağında yan gelip yatan bu halk değil miydi daha geçende yekvücut şahlanıp Türklerin ayakları altında ezilen Hıristiyan Slavların yardımına koşan, Türklere karşı açılan savaşı kutlayan? Bu halk değil miydi? Dört elle savaşa sarıldı. Halk yolundan ayrılışının, işlediği günahların kefaretini ödemek için katlanması gereken bir fedakârlık saydı savaşı