şte karşımdaydı. Clara.
“İçeri gir.” dedi ve elini uzattı. Sesi telefondaki kadar canlı ve samimiydi.
“Bu arada, senin ismin nedir?”
“Henry.”
Gözleri parlak maviydi ve bakışları insanı delip geçiyordu. Dudakları birleşti, sustu. Diğerlerinden farklı görü