İntihar; sadece bireysel kayıplarla sınırlı kalmaz; uyandırdığı şiddetli duygularla (öfke, panik, korku, acı, suçluluk) o kişinin yakın çevresini de etkiler. İntihar arkasında açığa çıkarılmayı bekleyen pek çok sır barındırmakta ve ölüm gerçeğine trajik bir şekilde dokunarak yaşamın da sorgulanmasını beraberinde getirmektedir. Karmaşık bir davranış örüntüsü olarak intihar; günlük yaşamda bir düşünce, tehdit, ima veya jest olarak karşımıza çıkabileceği gibi sonucu ölümle biten bir girişim veya kendine sadece zarar verme noktasında kalan hatta bu yönüyle tekrarlanacak bir girişim olarak da karşımıza çıkabilir. İntiharı tek bir davranış yerine birbiriyle ilişkili, iç içe pek çok öğesi bulunan davranışlar kümesi olarak değerlendirmek ve önleme çalışmalarını da bu anlayışa göre yapılandırmak gerekir. Birer intihar davranış örüntüsü olarak tamamlanmış intihar ve intihar girişimi olgusunu birbirinden ayırmak özellikle uygulamada çeşitli yanılgı ve hatalara neden olacağından son derece güçtür. Ülkemizde tamamlanmış intiharlar yavaş ama giderek tırmanmakta; her on yılda, yüz binde bir oranında artmaktadır. İntihar girişimleri ise daha sık görülmekte, bu davranışın bir halk sağlığı sorununa dönüştüğünü öne süren çalışmalara rastlanmaktadır. Bu kitap hem intihara hem de intihar girişimine birlikte odaklanmaktadır. Kitap; sosyal hizmet perspektifiyle güncel yabancı ve yerli literatür ışığında yazarlarının alandaki deneyim ve gözlemlerini de işin içerisine katarak intiharın çok değişkenli, karmaşık doğasını bir nebze olsa aydınlatmayı ve sorunun büyüklüğüne dikkat çekmeyi amaçlamaktadır. Türkçe'de intihar konusunda başvurulacak kaynaklar çok sınırlıdır. Bu çalışmanın sade dili ve akıcı anlatımıyla, hem akademik çalışmalara hem de yakın çevresinde intiharla yüzleşmiş okurlara fayda sağlayacağını düşünüyoruz.