Amerikalılar papağan gibidir, durmadan iki kelimeyi tekrarlarlar: dolar ve iş, dolar ve iş, dolar ve iş. Bu iki kelime Amerika’da kültürü öldürdü. Bir Amerikalı, İngiliz ahlâkına sahip olmanın ne olduğunu bile bilmez. Dolar ülkesi denen bir ülkede yaşamanın vahametini bir düşünsenize. Avrupa’da insanlar var. Amerikalılar her şeye, ahbaplarına bile, kaç dolar ettiklerine göre değer biçerler. Eğer bir şey para etmiyorsa, onun yanından bile geçmezler. Sonra da Carnegie şirketiyle ortaya çıkar ve bizi tiksindirici esnaf felsefesiyle şaşırtmaya uğraşırlar. Dünyanın parasının bir miktarını alıp, sonra birazını büyük bir gösterişle geri vererek dünyanın gelişmesine yardımcı olduklarını mı düşünüyorsunuz? Bize paralarının bir kısmını verme lütfunda bulunsalar, Mozart ve Beethoven’ımızdan, Kant ve Schopenhauer’ımızdan, Schiller ve Goethe’mizden, Rembrandtlardan, Leonardolardan, Michael Angelolardan, kısacası sanatsal ve entelektüel zenginliklerimizden vazgeçer miyiz? Amerikalı aşağılık bir milyoner, bir para manyağı, tüm bu saydığım büyük insanlara kıyasla kim oluyor ki? Bırakın gelsin o bizden sadaka istesin.”