Ölümün esrarengiz dokunuşlarını iliklerimize kadar hissettiğimizde, hayat yolunun sonuna geldiğimizi anlamıştık. Yalnızca eğlenceden ibaret saydığımız ömür, hiç beklenmedik bir şekilde bütün umutlarımızı yerle bir etmişti. Umursamaz iki çılgın genç olarak, o güne kadar aklımıza getirmediğimiz Allah'tan yardım dilemeye başlamıştık. Kendimizi Azrail'in kucağına teslim etmeye hazırlanırken bir mucize yaşadık o an… Dinin, Kitab'ın hiçbir yeri olmayan hayatımıza; esrarengiz bir el uzanıvermişti birden… O ses, o çığlık yankılanıyordu içimizde; bizi ve bütün kâinatı kuşatırcasına: «Ne kadar günahkâr olursanız olun, sizi kucaklamaya hazır bir Rabbiniz var. Öyleyse açın ellerinizi, kendinizle yüzleşme vaktidir.»
Bu eser, bir macera veya bir nasihat kitabı değildir. Tamamen yaşanmış esrarengiz bir hadisenin ardından, gönülleri mest eden yüzleşmenin hikâyesidir. Hazırsanız buyurun…
(Tanıtım Bülteninden)