Asya'nın bozkırlarından Anadolu'ya gelen ve burada dünyaya hükmedecek bir devlet kuran Türkler, en sancılı dönemi 19. yüzyılda yaşadı. Emperyalizmin bölgeyi hedef almasıyla imparatorluk yangın yerine döndü. İsyanlar ve savaşlar birbirini takip etti. Karar verilmişti: Türkler, Avrupa topraklarından atılacak, bunun için dinî ve etnik gruplar üzerine çalışılacaktı.
İmparatorluk, bu yüz yıl boyunca adım adım yıkıma doğru sürüklendi. İkinci Mahmud, Abdülmecid, Abdülaziz ve İkinci Abdülhamid gibi reformcu ve vizyoner padişahlar bu yıkımı durduramadı. Darbeler, suikastlar ve ihanetler had safhaya ulaşmıştı. Nihayet, Birinci Cihan Harbiyle birlikte Devlet-i Aliyye, tarihe veda etti. Daha evvel de devletlerini kaybeden Türkler, Anadolu'da Selçukluların ve Osmanlıların ardından bu kez Türkiye Cumhuriyeti'ni kurdular.
"Şurası açıktır; üstadın kendisinin de ifade ettiği gibi Yılmaz Öztuna vakayiname ve tarihleri kullanır, arşivde çalışmazdı. Fakat tarihçiliğimizin profesyonellerinde dahi çok az görülen bir meziyeti vardı; karış karış gezdiği ve ezberlediği yeryüzü coğrafyasını ve tarihi coğrafyayı ustalıkla kullanırdı. Bu konuda bazen aşırı titizlik de etmiştir ama tarihi coğrafya ile düşündürmek ve öğrenmek, onun bizim gençliğe ve tarih okuyanlara bir hediyesidir."
-İlber Ortaylı -