Olmak, cesaret ister. Kaygıyla yüzleşmek cesareti. Kimileri kaygıdan kaçmak için kendine gölgeler arar. Bir gölge oyununun içine dalar. Oysa olmak, cesaret ister. İçimizdeki boşluktan aşağıya bakabilme cesareti. Oraya ilk baktığımızda başımız dönecek. Sendelersek uçurumdan aşağı gideceğiz. Ama orada ne olduğunu, bizi biz yapan, bizi bekleyen şeyin ne olduğunu ancak o zaman göreceğiz. «Olmak Cesareti‘nin bu yeni baskısı, zamana mağlup olmayacağını ümit ettiğimiz yazılardan oluşuyor. Bu yazılarda ümit var. İnsanı çaresizleştiren ve edilgenleştiren ‘kurulu düzen‘e karşı sesimizi yükseltebilme cesareti. İradesinin izini süren insana bir çağrı var. Ve nihayet, insanı aşka ve iradeye, yani ki olmak cesaretine çağıran o asıl çağrıyı yankılayabiliyorsa, sözümüzün bir değeri var.» Kemal Sayar‘dan aşka, ümide, cesarete, bağlılığa yani hayata, varolmaya, olmak cesaretine dair denemeler…