İyi aileler daima iyi çocuklara sahip olmak isterler. Peki bu iyi aileler, çocuklarını fiziksel özelliklerine ya da kişisel yeteneklerine göre seçip satın alabilecekleri bir dünyada yaşasalar neler olurdu?
Okulunu dereceyle bitirip satılık çocuk reyonunda rafa çıkar çıkmaz havada kapılan Sumru için hayat fazlasıyla sıkıcı geçiyor. En vitaminli yemeklerle beslenmesine, yüksek güvenlikli bir sitenin en gösterişli apartmanlarından birinde yaşamasına rağmen, deyim yerindeyse sıkıntıdan patlıyor. İyi ki babası ve bitmek bilmez hayalleri var da Sumru’nun hayatı renkleniyor. Çok yakında müdürlüğe terfi edecek Tayfun Bey, ucuzluktan ve taksitle de olsa ailesine yeni bir çocuk katmak için bir hayli hevesli görünüyor. Çünkü ikinci çocuk, yaşadıkları zamanın en önemli güç ve zenginlik göstergelerinden biri.
O zaman istikamet, Çocuk Mağazası!
Pırrrt!
O da nesi, biri pırtladı mı yoksa!
İşte, karşınızda Pırlanta Koleji’nden mezun pırrrlanta gibi bir çocuk: Fırat! Acaba Fırat, satış temsilcisinin övdüğü kadar değerli bir pırrrlanta mı, yoksa bir Pırtapoz mu? Büyük umutlarla satın alınan bu çocuk defolu çıkınca ailenin hayalleri yıkılıyor ve olanlar oluyor. Düzenin bozulmaması için Fırat’ın evden gitmesi gerekiyor. Peki, geri iadesi yoksa?
Çocuk yazınının sıra dışı kalemlerinden Suzan Geridönmez’in yazdığı, Çağla Vera Kılıçarslan’ın resimlediği Ama Bu Çocuk Defolu!, her şeyin satılık olduğu bir dünyada, gerçek zamana hem çok uzak hem de çok yakın, eğlenceli bir okuma sunarken, sınırları önceden çizilmiş kusursuz bir toplumsal düzende özgür bir birey olmayı da sorguluyor.