tr
Hermann Hesse

Bozkırkurdu

Notify me when the book’s added
To read this book, upload an EPUB or FB2 file to Bookmate. How do I upload a book?
  • Selahattin Karakökhas quoted4 years ago
    Ölmek istiyorsunuz ödlek herif, yaşamak değil. Lanet olsun, işte şimdi yaşayacaksınız! En ağır cezaya çarptırılmayı hak etmiştiniz aslında."
  • Selahattin Karakökhas quoted4 years ago
    Oysa bizler bulduk birbirimizi
    Yıldızların aydınlattığı buzunda havanın,
    Ne gündüz biliriz ne saat tanırız,
    Ne erkeğiz ne kadın, ne genç ne de yaşlı...
    Soğuk ve değişimsizdir sonsuz varlığımız,
    Soğuk ve yıldız yıldız sonsuz gülüşümüz...
  • Selahattin Karakökhas quoted4 years ago
    Allah kahretsin, nasıl da acı bir tadı vardı yaşamın! Aynadaki Harry'nin yüzüne tükürdüm, bir tekme atıp tuzla buz ettim onu. Çın çın öten
  • Selahattin Karakökhas quoted4 years ago
    Bir kez daha baktım aynaya. Aklımı kaçırmış olmalıydım. Çünkü yüksek camın gerisinde ne kurt vardı, ne kurdun ağzında dönüp duran dili. Aynada ben dikiliyordum, Harry dikiliyordu, kül rengi bir yüzle, tüm oyunlar tarafından terk edilmiş, tüm rezilliklerden yorgun düşmüş, benzi solmuş. Ama her şeye karşın bir insan, her şeye karşın kendisiyle konuşulacak biriydi.
  • Selahattin Karakökhas quoted4 years ago
    Irmak beni sürükleyip kıyıya atmıştı, kendimi tiyatro localarının sıralandığı suskun koridorda buldum yeniden. Peki şimdi? Elim cebimdeki satranç taşlarına uzandı, taşlara uzanmama yol açan dürtü hemen yine silinip gitti içimde. Koridordaki kapıların, kapılar üzerinde yazıların ve büyülü aynaların sınırsız dünyası çevremi sarmıştı. Kararsız, ilk gördüğüm yazıyı oku
  • Selahattin Karakökhas quoted4 years ago
    Ayartıların, rezilliklerin, tatsız yaşantıların sonsuz ırmağından boy verip çıktım yeniden, sessiz, suskun, donanımlı, bilgiyle doyurulmuş, bilge, yeterince pişip Hermine için yeterince olgunlaşmış. Bin yüzlü mitolojimde son kişi, bitimsiz uzayıp giden dizide son isim olarak Hermine boy gösterdi. Birden yine kendime gelip bu aşk masalına son verdim; çünkü burada, büyülü bir aynanın loşluğunda Hermine'yle yüz yüze gelmek istemiyordum, satrancımdaki yalnızca tek bir taş değil, Harry tümüyle onundu. Aman Tanrım, bundan böyle satranç oyunumu öylesine değişik biçimde kuracaktım ki, her şey Hermine'ye bağımlı duruma gelecek ve tüm özlemlerim gerçekleşecekti.
  • Selahattin Karakökhas quoted4 years ago
    yaşamımın, görünürde alabildiğine yoksul ve sevimsiz Bozkırkurdu yaşamımın sevgilerden, fırsatlardan ve ayartılardan yana ne kadar zengin olduğunu görüp şaşırıyordum. Bunların hemen hepsini elden kaçırmış, hepsinden kaçmıştım; sendeleye sendeleye üzerlerinden atlayıp geçmiş, bir anda hepsini unutmuştum. Ama hepsi burada saklanmıştı, eksiksiz buradaydı hepsi, yüzlercesi bir arada. Ve şimdi görüyordum onları, kendimi onlara teslim ediyor, kapılarımı onlara açıyor, pembe bir boşluk içindeki yeraltı dünyalarına dalıyordum. Pablo'nun bir vakit bana sunduğu o ayartıcı öneri de yeniden çıkıp geldi karşıma; zamanında pek akıl erdiremediğim, daha öncelerde kalmış başka önerileri de, üçlü ve dörtlü fantastik sevi oyunlarını da yine karşımda buldum, gülümseyerek beni de aralarına aldılar. Pek çok şey oldu, pek çok oyun oynandı, sözle anlatılacak gibi değildi.
  • Selahattin Karakökhas quoted4 years ago
    birine kendisinden başka kimsenin benden alamayacağı şeyi sunuyordum. Pek çok sevgiyi, pek çok mutluluğu, pek çok şehveti, öte yandan pek çok tedirginliği, pek çok acıyı tattım, yaşamımda elden kaçırılmış tüm sevgiler bu düş saatinde sihirli bir şekilde bahçemde açtı; tiril tiril nazlı çiçekler, alev alev göz kamaştıran çiçekler, bir anda sararıp solan mahzun çiçekler, titrek yanan şehvet, sıcak düşler, kor gibi hüzünler, korkuyla ölmeler, ışıl ışıl yeniden doğuşlar. Öyle kadınlar gördüm ki, ele geçirilmeleri aceleyi ve baskın tarzında saldırıyı gerektiriyordu. Yine öyle kadınlar gördüm ki, kendilerine uzun süre ve özenle kur yapmak bir mutluluktu. Yaşamımın bir zaman, bir dakika boyunca olsun, şehvetin çağrısının işitildiği, bir kadın bakışının içimde sevgi ateşini tutuşturduğu, bir kızın ak teninin pırıltısının beni büyülediği tüm loş köşeleri yeniden boy gösteriyor, kaçırılmış bütün fırsatlar yeniden değerlendiriliyordu. Kızların kadınların hepsi benimdi, her biri kendi tarzında benim oluyordu. Örneğin, bir zaman seyir halindeki bir ekspresin koridorunda, bir pencere önünde on beş dakika yanı başında dikildiğim, sonradan sık sık rüyalarıma giren, keten sarısı saçları ve ilginç koyu kahverengi gözleriyle o kadın - hiçbir şey söylemeden akla gelmedik, korkutucu, ölümcül sevişme hünerlerini öğretti bana. Sonra, pürüzsüz cildi ve sessiz, kristal gülümsemesi, düz taranmış simsiyah saçları ve ıslak gözleriyle, Marsilya limanındaki o Çinli kadın da kimsenin duyup işitmediği şeyler biliyordu. Her birinin kendine özgü bir gizi, kendine özgü bir toprak kokusu vardı; her biri ötekilerden ayrı bir öpüşle öpüyor, ötekilerden ayrı bir gülüşle gülüyor, her biri kendine özgü bir utangaçlığı, kendine özgü bir arsızlığı sergiliyordu. Geliyor ve gidiyorlardı; ırmak onları sürükleyip bana getiriyor, beni sürükleyip onlara götürüyor, sonra yine onlardan alıp uzaklaştırıyordu; şehvet ırmağında oyunsu ve çocuksu bir yüzmeyeli bu, güzellikler, tehlikeler ve şaşırtmacalarla dolup taşan. Ve ben yaşa
  • Selahattin Karakökhas quoted4 years ago
    Sevdiğim bütün kızlar benim olmuştu şimdi, her biri kendisinden başka kimsenin veremeyeceği şeyi bana sunuyor, ben de her
  • Selahattin Karakökhas quoted4 years ago
    Az önce sevgi kapısına doğru harıl harıl koştuğunu gördüğüm, gönlünde ateşler yanan şirin, küçük delikanlıydım artık. Şimdi ben'imin bu parçasını, varlığımın ve yaşamımın ancak onda bir, binde bir oranında hakkı teslim edilmiş bu parçasını dolu dolu yaşıyor, onun, ben'imin öbür parçalarının engellemesinden, Bozkırkurdu'nun eza ve cefasından, kişiliğimin düşünür, şair, hayalci, ahlakçı parçalarının vereceği rahatsızlık ve eziyetlerden uzak serpilip büyümesine çalışıyordum. Hayır, bundan böyle seven biriydim sadece, sevginin mutluluğundan başka mutluluk, sevginin acısından başka acı tanımıyordum. Irmgard'dan dans etmesini, Ida'dan öpmesini öğrenmiştim; en güzelleri Emma ise bir güz akşamı bir karaağacın rüzgârda esen yapraklarının altında esmerimsi göğüslerini öpmeme ve haz kadehini yudumlamama izin veren ilk kadın olmuştu.
fb2epub
Drag & drop your files (not more than 5 at once)