Tevbe gaybı bilen ve ayıpları örten Allah'a dönüş yapmaktır. Âdem (a.s.) ve sair enbiya nesli için yola girenin başlama noktası, kazananların ana sermayesi, irade ehlinin ilk adımıdır. Batıldan hakka yönelenlerin doğruluk anahtarı, yakınlık arzu edenlerin gayreti, seçkinliğin doğuş yeridir.
Her insan ya Âdem'e (a.s.) ya meleğe ya şeytana uyarak nesebini tashih eder. Günahına tevbe eden insan, insan olmanın gereğini yerine getirmekle nesebinin Âdem'e ulaştığına dair bir delil ortaya koymuştur. İsyan etmekte ısrar eden insan, nefsinin nesebini şeytan üzerine tescil etmiştir. Zira şeytan işlediği günahtan tevbe etmemiştir.
Şer ve hayır Âdem'in (a.s.) çamurunda kuvvetli bir macun haline gelmiştir. İki ateşten biri insanı şerden kurtarır: Ya pişmanlık ateşi veya cehennem ateşi! İnsanın cevherini şeytanın pisliklerinden temizlemek için ateşle yakmak zaruridir. İki ateşten hafif olanı seçmek insanın elindedir. Seçme imkânı elinden alınmadan, mecburi ikametgâhı olan cennet ve cehennem tarafına sevk edilmeden önce bunu yapabilir.