tr
AZRA KOHEN

Pi

Notify me when the book’s added
To read this book, upload an EPUB or FB2 file to Bookmate. How do I upload a book?
  • Ninihas quoted5 years ago
    Okyanusların kasırgalarını aşıp gözlerinin içindeki o küçük adalarda buldum kendimi. Cennetimsin.

    Bildiğimsin. En değerlimsin.
  • Adnan Lalhas quoted7 years ago
    Bir hayvan vardı içimizde, her an kontrolden çıkmak için fırsat kollayan. Açlığını çektiğimiz duyguların yokluğuyla besleniyor, ruhumuzu doyurmazsak içimizde güçleniyor ve yeniyordu bizi, ele geçiriyordu hayatımızı. Hayvanımızın küçük, çelimsiz tasması haline geliyorduk. Ne kadar çekersek çekelim bir kez kontrolü kaybettiysek onu asla geri içeri, ait olduğu o en derinlere bastıramıyorduk. Onu etrafımızdakilerden, kimseyi de ondan saklayamıyorduk. Vücuttan yayılan adrenalinin kokusunu alan bir gece avcısı gibi açlığını çektiğimiz duyguya saldırıya geçiyordu. Şehvete susuyor, asla doymuyordu. Nasıl doysundu, şehvet sandığı şey koca bir yalanken? Şehvet… çok derinlerde birbirinin hayvanını görmeyenlerin ulaşamayacağı kadar derinlerde bir kaynaktı. Bir gecede tanıdığın, birkaç bakışta hoşlandığın, birkaç kelimeyle kendini anlattığın biriyle asla dalamayacağın derinlikteydi. Ona ulaşabilmek için karşındakinin ruhunu gözlerinden görmen gerekirdi.
  • Xuraman Memmedovahas quoted3 years ago
    en iyi araç, elindeki her ne olursa olsun daima elindekini ustaca kullanmaya çabalayanlarındır.’”
  • Xuraman Memmedovahas quoted3 years ago
    Fark ettim ki insana en büyük katkı ya yüreğini besleyenlerden ya da yüreğini dağlayanlardan geliyor. Arası yok. Çünkü arada bizi oyalayan her şey zarar. Beni sen doğurdun…
  • Xuraman Memmedovahas quoted3 years ago
    Gezegende yaşayan 80 milyondan fazla farklı canlı türü varken biz hâlâ çok abartılı ve hatta takıntılı bir şekilde kendi aramızdaki ilişkilerde kaybolmuş durumdayız. Etrafımızdaki kişilerin bizimle ilgili düşüncelerinde kendimizi buluşturmaya ya da oluşturmaya çalışıyoruz. Saplantı derecesinde birbirimize verdiğimiz bu dikkat politikaları, ekonomileri oluşturuyor, hayat kalitemizi, sahip olduklarımızı birebir etkiliyor. Ama öte yandan, insanın dünyada var olan diğer 80 milyon türle olan ilişkisi de insanlığın hayatta kalıp kalmayacağını belirleyecek. Yaşama saygımız, yaşamı hak edip etmediğimizi ortaya koyacak.
  • Xuraman Memmedovahas quoted3 years ago
    İnsanlığı düşün...” dedi. “Bir arada yaşıyoruz, sürekli birbirimizle ilgiliyiz. Sürekli birbirimizin düşüncelerini etkilemek için çalışıyoruz çünkü sadece hemfikir olduğumuz düşünceler geleceğimizi oluşturuyor. Muazzam bir sosyal zekâmız var, birbirinin ne düşündüğünü bu kadar önemseyen bir organizma daha yok yaşadığımız dünyada. Yapılan hareketlerin altındaki imaları, anlamları çözmekte, konuşmadan anlaşmakta ne kadar zaman ve emek harcıyorsak, yaşadığımız çevreyi önemseyip koruma konusunda aynı oranda duyarsızız. Çünkü asıl önemli olanı hâlâ anlayamadık!
  • Xuraman Memmedovahas quoted3 years ago
    Ciddi şekilde üzerine düşünüp bu problemin en derinine indiğimizde şunu fark ettik ki aslında her şey petrol kullanımıyla tetiklenmiş ve reklamlarla beslenerek tüketmek üzerine kurulmuş. İşte buna reklam ekonomisi deniyor. Her ekonomi kendi toplumsal yapısını da yaratıyor, bu yüzden bugün ihtiyaçlarını değil sürekli kendilerine sunulanı almaya başlamış ve özdeki ihtiyacının ne olduğu konusunda kafası karıştırılmış depresyonda bir toplum var.”
  • Xuraman Memmedovahas quoted3 years ago
    çoğul konuşan, kişi olmaktan kaçıp ideolojilere, gruplara sığınan insanların mahvettiği bir dünyaydı burası.
  • Xuraman Memmedovahas quoted3 years ago
    Muhalefet bir ülke için, bedenin bağışıklık sistemi gibidir. İktidarın fark etmediklerini ona fark ettirmek, iktidarın etrafını saran yalakalara hayır diyebilmesini kolaylaştırmak için önemli bir merkezdir. İyi bir yönetim için iyi bir muhalefet şarttır! Hataların hasıraltı edilmemesi için varlığı önemlidir çünkü hasıraltı edilip biriken hatalardır iktidarların sonunu getirip hükümetleri diktatörlüğe zorlayan.
  • Xuraman Memmedovahas quoted3 years ago
    Bir odaya beş maymun koyuyorlar. Ortalarında bir merdiven, merdivenin tepesinde de bir hevenk muz var. Ve tavanda da soğuk su fışkırtan bir duş. Maymunlardan biri muza erişmek için merdiveni tırmanıp yukarı ulaştığında tam muza erişecekken tüm maymunlara duştan soğuk su fışkırtılıyor ve merdivendeki dahil hepsi ıslanıp kaçışıyorlar. Aradan biraz zaman geçiyor, sonra bir diğeri muza ulaşmak için merdivene tırmanınca yine aynı soğuk su ile ıslatılıyorlar. Tabii bir süre sonra merdivene yaklaşılması bile hemen diğerleri tarafından engellenmeye başlanıyor çünkü kimse ıslanmak istemiyor. Ertesi gün duşu kaldırıyorlar ve bu beş maymundan birini alıp yerine yenisini koyuyorlar. Yeni gelen maymun merdivenin tepesindeki muz hevengini görünce hevesle tırmanmak istiyor ama merdivene yaklaşması diğerleri tarafından dayakla engelleniyor. Bir gün sonra bir maymunu daha yenisiyle değiştiriyorlar, hayatlarında hiç suyla ıslatılmamış iki maymun oluyor kafeste. Ve tabii yeni gelen maymun da muzlara ulaşmak için merdivene tırmanmaya kalkınca diğerlerinden dayak yiyor yine, işin ilginç yanı kendisinden bir önce gelen maymun da gruba katılıp ona saldırıyor. Ertesi gün bir maymun daha yenisiyle değiştiriliyor, yine yeni gelen muzlara ulaşmak isterken diğerlerinden dayak yiyor ve bir önceki gün gelen maymun da yine dayak atanlar arasına katılıyor. Derken birer gün arayla dördüncü ve beşinci maymunlar da değiştiriliyor yeni maymunlarla, yani kafeste daha önce suyla ıslatılmış tek bir maymun kalmıyor. Duş da yok, yani izin verseler biri çıksa muzu yiyecekler aslında ama merdivene tırmanıp muza ulaşmak isteyen yeni, yine de dayakla cezalandırılıyor. Peki neden? Maymunlar merdivene yaklaşanı neden dövdüklerini bilmiyorlar ama yine de dövüyorlar, diğerlerinden öğrendikleri deli saçması bir davranışı devam ettiriyorlar çünkü sorgulamıyorlar. Kafese girdiklerinden beri öyle gördükleri için birbirlerini engellemek doğal geliyor. Normalleşiyor. İşte biz de böyle yaşıyoruz bu gezegende, aynı o maymunlar gibi nedenini bilmediğimiz bir sürü korkuyla birbirimizi engellediğimiz bir yaşam bu! Yaratıcımızın bile bizi cezalandırmak için cehennemler yarattığına inandırılmışız, aslında tek cehennem sorgulanmadan yaşanmış bir hayatken
fb2epub
Drag & drop your files (not more than 5 at once)