tr
Cynthia Stokes Brown

Büyük Tarih – Büyük Patlamadan Bugüne

Notify me when the book’s added
To read this book, upload an EPUB or FB2 file to Bookmate. How do I upload a book?
  • Rüya Akbaşhas quoted7 years ago
    Alfabemizin tarihsel devamlılığı nasıl taşıdığının örneği M harfinde görülebilir. Eski Mısırlılar suyu anlatmak için dalgalı çizgiler çizerdi. Bu simge, İbranice ve Fenike dilinde suyu (mayim) temsil eden ‘mem’ harfinde korunmuş ve günümüze M şeklinde ulaşmıştır.
  • Rüya Akbaşhas quoted7 years ago
    Kara deliğin merkezine tekillik (singularity) adı verilir
  • b9880406359has quoted2 years ago
    İçinde döndüğümüz bu evren, 13,7 milyar yıl önce tek bir noktadan başladı; o zamandan beri ısısı sürekli düşüyor ve genişliyor. Evrenimizde üçü uzay ve biri zaman, en az dört boyut var ve bu, zamanla mekanın birbiriyle bağlantılı olduğu anlamına geliyor. Tam şu anda, ben bunları yazar ve siz okurken, üç boyutta yaklaşık 13,7 milyar ışık yılı büyüklüğünde ve zaman boyutunda 13,7 milyar yıl yaşındaki gözlemlenebilir evrenimiz büyümeye devam ediyor
  • b9880406359has quoted2 years ago
    Her gün, bir yüzü, yakınındaki Güneş adını verdiğimiz yıldızın ışığını ve sıcaklığını alan ufak bir gezegen üzerinde, uzayda dönüp duruyoruz. Her biri 100 milyar yıldız barındıran 100 milyarı aşkın galaksiye sahip bir evrende dönen Samanyolu Galaksisi’nin merkezî etrafında günde yaklaşık üç milyon iki yüz bin kilometre1 yol alıyoruz (1.1)
  • Jumana Kuşanhas quoted3 years ago
    Tarih, bilimsel çabanın bir parçasıdır ve anlatılmamış öykünün, biri “bilim” diğeri “tarih” etiketleri taşıyan iki parçaya ayrılmasını gerektirecek hiçbir neden yoktur.
    Beş bin yıllık kayıtlı tarih Dünya’nın yaşam sürecinin sadece milyonda birine denk düştüğünden, öykümüzü geriye doğru genişletmek durumundayız. Ne çeşit bir dünyada yaşadığımızı ve ne çeşit yaratıklar olduğumuzu anlamak için yazılı kayıtların ötesine bakmamız gerekir.
    Aynı şekilde, bir tarafa “bilim”, diğer tarafa “din” etiketlerinin yapıştırılması gerekliliğine de inanmıyorum. Bilim dünyası son elli yıl içinde evrenimizin doğrulanabilir ve geniş çapta doğrulanmış anlatısını –nereden geldiğimizi, buraya nasıl ulaştığımızı ve nereye gidiyor olabileceğimizi– çıkarmıştır. Söz
  • Can Celikhas quoted4 years ago
    Alfabemizin tarihsel devamlılığı nasıl taşıdığının örneği M harfinde görülebilir. Eski Mısırlılar suyu anlatmak için dalgalı çizgiler çizerdi. Bu simge, İbranice ve Fenike dilinde suyu (mayim) temsil eden ‘mem’ harfinde korunmuş ve günümüze M şeklinde ulaşmıştır.
  • Can Celikhas quoted4 years ago
    Bu bölgedeki tarımsal topluluklar arasından, MÖ 3500 civarında, Türki dillere benzer bir dil konuşan ve Sümerler adı verilen kentsel bir halk doğdu.
  • Can Celikhas quoted4 years ago
    2. Cennet Bahçesi ve Tufan’ın yerleri tarihsel açıdan belirlenebilir mi?

    Bilim insanları Cennet Bahçesi’nin, Dicle ve Fırat’ın Basra’ya döküldüğü Irak kıyılarında olabileceğine inanmaktadır. Bu kıyılar avcı-toplayıcı insanlara bol besin sunmuş olmalıdır. Denizlerin yükselmesi buradaki insanları, başkalarının yaşadığı iç kısımlara çekilmeye zorlamış olabilir. Bazılarının, ileride Karadeniz’e dönüşecek gölün kıyılarına sığınmış olmaları olasıdır. Eriyen buzulların suyu, önceki buzulun ağırlığı yüzünden Dünya’nın yumuşak iç kısmında meydana gelmiş şişlik yüzünden batıya yönelmiş ve Dinyeper, Dinyester, Don veya Volga’dan denize dökülmemiş; MÖ 5600’lerde Akdeniz kabararak taşmış ve iki yıl içinde Karadeniz’i oluştururken kıyıları yutmuş ve insanların, bugünkü Irak dahil her yöne kaçışmasına yol açmıştır. Büyük Tufan öyküsünün bu olaya dayanıp dayanmadığı tamamen söylenceseldir, ancak öykünün, Eski Ahit’te yazıya dökülüşüne kadar ağızdan ağza dolaşması için zamanlama uygundur.77
  • Can Celikhas quoted4 years ago
    Gılgamış Destanı’nın metaforları ile Adem ve Havva öyküsünde, artık avcı-toplayıcılık yapmayan insanların, yeni düzenlemelere dair çelişkiler yaşayan ve yaptıklarına dair çekincelerle boğuşan insanların ağıtları yankılanmaktadır. Ancak aynı insanlar buna rağmen toprağın, Güneş’in, suyun ve canlı Dünya’yı paylaşan tüm hayvan ve bitkilerin bereketinden yaratabilecekleri ne varsa onun için ilerlemeye de devam etmiş ve MÖ 3500 dolaylarında ortaya, uygarlık dediğimiz şeyi çıkarmıştır.
  • Can Celikhas quoted4 years ago
    Adem ve Havva öyküsünde Tanrı, insanların bitki yetiştirmeyi öğrenmesinden hoşnut değildir ve onları bahçesinden kovup kendi besinlerini elde etmek üzere çalışmaya mahkum ederek cezalandırır. Öykünün anlatıcısı yerleşik düzene geçişin bedellerinin, artan çalışma ve davranış kısıtlanmasının farkında görünmektedir.
fb2epub
Drag & drop your files (not more than 5 at once)