Geveze

Siyah Beyaz Hikayeler

Notify me when the book’s added
To read this book, upload an EPUB or FB2 file to Bookmate. How do I upload a book?
Televizyon görüntüdür, radyo ses. Televizyonda kalıcı olmak, tanınmak kolaydır, ama radyoda yüzünüzü göstermeden başarıyı yakalamak zordur. Başarılı olsanız da bun sürdürmek ipe un sermek gibidir. Böyle radyocular da pek nadirdir.
Hele hele radyodaki şöhreti kitapla sürdürmek daha meşakkatlidir. Power Fm'de yaptığı 'Geveze in the Morning' programıyla binlerce hayrana kavuşan Geveze bu alanda nadir radyoculardan biridir.
Kitapları da radyo programı tarafından çok tutulan Geveze son kitabı 'Siyah Beyaz Hikayeler' ile yine yüreklerinize sesleniyor. Hayata, sevgiye, aşka, dostluğa dair hissettiklerini okuyucu ve dinleyicilerine anlatıyor.
Okurken zevk alacağınız, sizi oturduğunuz yerden alıp farklı diyarlara götürecek, eski Türk filmleri tadındaki 'Siyah Beyaz Hikâyeler' bir nefeste okunacak güzel bir çalışma.
This book is currently unavailable
56 printed pages
Publication year
2008
Have you already read it? How did you like it?
👍👎

Impressions

  • Hasan Stçshared an impression7 years ago
    🎯Worthwhile

    Her zaman açık bir kapı vardır var olacaktır.

  • Gülnur Akdemirshared an impression7 years ago
    🚀Unputdownable

    Süper 👍

  • b6071386664shared an impression4 years ago
    👎Give This a Miss
    💤Borrrriiinnng!

    Baştan okumaktan vaz geçtim dikkatimi çekmedi.

Quotes

  • Merve Paksoyhas quoted7 years ago
    Seni seviyorum diyenin sevgisinden şüphe et, çünkü; aşk sessiz, sevgi
  • Melikhan Ulaşhas quoted7 years ago
    BABAMA
    Seksen yaşına merdiven dayamış yaşlı baba ile onu ziyarete gelen kırk beş yaşında ve saygın bir işi olan oğlu salonda oturuyorlardı. Hal hatırdan, çoluk çocuktan, havadan sudan sohbet ettikten sonra oğlu susmuş, ayrılmanın sinyalini vermişti.
    O anda üzerinde oturdukları sedirin yanındaki pencerenin pervazına bir karga kondu. Yaşlı baba kargaya gülümseyerek biraz baktıktan sonar, oğluna sordu: “Bu ne oğlum?”
    Oğlu şaşkın, cevapladı: “O bir karga baba.”
    Yaşlı baba kargaya biraz daha baktıktan sonra yine sordu: “Bu ne oğlum?”
    Oğlu daha da şaşkın, yine cevapladı: “Baba, o bir karga…”
    Karga hâlâ pervazda, komik hareketlerle başını sağa sola çeviriyor, başını yan yatırıyor, havaya bakıyor, sonra başını yine onlara çeviriyordu.
    Yaşlı baba üçüncü defa sordu: “Bu ne?”
    Oğlunun şaşkınlığı sabırsızlığa dönmüştü: “O bir karga baba, üç oldu soruyorsun. Beni işitmiyor musun?”
    Yaşlı baba dördüncü defa da sorunca oğlunun sabrı taştı ve sesini yükseltti:
    “Baba bunu neden yapıyorsun? Tam dört defadır onun ne olduğunu soruyorsun. Sana cevap veriyorum ve sen hâlâ sormaya devam ediyorsun. Sabrımı mı deniyorsun?”
    Babası, yüzünde hâlâ bir gülümseme ile yerinden kalktı, içeri odaya gitti ve elinde bir defterle döndü. Bu bir hâtıra defteriydi. Oturdu, sayfalarını karıştırdı ve aradığını buldu.
    Sevgiyle gülümseye devam ederek sayfası açık bir vaziyette defteri oğluna uzattı ve o sayfayı okumasını söyledi.
    “Bugün üç yaşındaki minik yavrumla salondaki sedirde otururken yanıbaşımızdaki pencerenin pervazına bir karga kondu. Oğlum tam yirmi üç defa onun ne olduğunu sordu bana. Yirmi üç soruşunda da ona sevgiyle sarılarak, onun bir karga olduğunu söyledim. Rahatsız olmak mı? Hayır ! Onun sorusunu masumca tekrar edişi, içimi
  • Kardelen Yıldızhanhas quoted7 years ago
    Bir kadını ağlatmak çok zor değildir aslında. Kadınlar her şeye ağlayabilir; bir filme, bir şarkıya, bir yazıya... En az erkekler kadar yani! Ama bir kadını yürekten ağlatmak zordur. Eğer bir kadın yürekten ağlıyorsa, ağlatan onun yüreğine ulaşmış demektir. Ama o yüreğin değerini bilememiş olacak ki ağlatan, gözünü bile kırpmadan teker teker batırır iğnelerini yüreğe!
    İşte o zaman koca bir yumruk gelir oturur boğazına kadının. Yutkunamaz, nefes alamaz; çünkü o koca yumruk canını çok acıtır. Gözleri buğulanır kadının sonra. Ağlamayacağım, der içinden. Ama engel olamaz işte. Çünkü yüreğine ulaşmıştır birileri ve iğneler saplamaktadır… Bu acıya ne kadar karşı koyabilir ki bir kadın. İnce ince süzülür yaşlar gözünden; önce birkaç damla, sonra bir yağmur seli... Ve kadın ağlar; hem de çok! Sanmayın ki gidene ağlar kadın! Gidenin giderken koparttığı yerdir, onu ağlatan, orada bıraktığı yaradır. O yaranın hiç kapanmayacağını, kapansa bile izinin kalacağını bilir kadın; o yüzden ağlar. Ama bilir misiniz, ağlamak

On the bookshelves

fb2epub
Drag & drop your files (not more than 5 at once)