Vaktiyle ülkelerin birinde korkunç bir ceza şekli vardı. Suçlu buldukları insanları, aç arslanlara yedirirlerdi. Halk toplanır, bu korkunç manzarayı seyrederdi.
O günkü suçlu, efendisinin yanından kaçan bir köleydi. Arena dedikleri yüksek duvarlarla çevrili bir meydanın ortasına köleyi diktiler. Üzerine on gündür aç bıraktıkları bir arslanı salıverdiler. Zavallı adamın üzerine hırsla saldıran arslan birden duraladı ve kölenin ellerini yalamaya başladı. Herkes hayretler içinde kalmıştı.
…
Hikâyenin devamını kitapta Türkçe ve Arapça olarak iki dilde okuyabilir, hikâyeleri Arapçalarını kitaptaki kare kod yardımıyla dinleyebilirsiniz. Efendimiz (s.a.s.)’in dilinden kırk nurlu ifadenin, kırk kısa hikâye ile sunulduğu bu eser yazarının da kırkıncı kitabı.