Gökhan (Türkiye’de) babalığının emriyle işlediği cinayeti unutmak için, kaldığı otelin odasına çekilir. Asıl memleketi Gürcistan olan genç (34) televizyon kanallarındaki haber bülteninde, Gürcistan’ın parlamento binasının önünde seneler önce terk ettiği annesini canlı bomba olarak görünce şoka uğrar. Kadın iki (Goça, İlia isimli) iki oğlunun kaybolmasında devleti suçlayarak protesto edip intihar eder. Gökhan, (çocukluğunda adı Goça olan) kardeşi İlia’yı bulmaya ant içer. Uçakta Nona ile tanışır.
Memleketine geldiğinde ise, her şeyin değiştiğini görür. Çocuk yaşlarında istemeyerek de olsa aileyi korumak için işlediği suçundan dolayı, Türkiye sınırını aşıp kaçtığını kimse bilmemektedir. Onu orada kimse tanımamaktadır. Kendini gazeteci olarak tanıtır ve Gürcistan’ın iç ve dış savaşı hakkında bilgi toplamak için geldiğini söyler. Genç, Matro hanımın (annesinin) ölümünden etkilendiğini, oğulları hakkında bilgi peşinde olduğunu söyleyince, köy halkı olan biteni gönüllüce anlatır. Biri Zmeya (lakaplı) şahsın İlia ile bilinmeyen bir husumeti olduğunu söyler. Zmeya denen şahsa ulaşmak ise zordur. Gökhan bazı ip uçlarının üzerine çıkarak Tiflis’e gitmek zorundadır. Gökhan’a yolda bilinmeyen biri tarafından tuzak kurulur. Karın boşluğundan yaralanan genç uçakta tanıştığı Nona’nın kapısını çalar. Nona ise, özel şahıslar için bilgi edinme yolunda, güzelliğini kullanan genç bir kadındır. Gökhan’a aşık olup gönüllü olarak yardım etmek için kollarını sıvar. Ama Gökhan kendisinden de, aşkından da uzak durmaya kararlıdır. Tiflis’te ip uçlarının boşa çıktığı izleniminde olan Gökhan köye dönerek diğer ip uçlarını değerlendirmektedir. Nona ise, ona yardım etmek için kendine söz verir. Zmeya’nın yanlış attığı adımlardan yola çıkarak İlia’nın Tiflis’te aşık olduğu kızı bulur. Doğru yolda olduğuna dair hislerinin peşinden giden kız hiç beklemedik bir ip ucuna ulaşır. Hastaneye ağır yaralı olarak gelen gazetecilerden biri İlia’dan sevgilisine mektup getirir. Nona istihbarattan yardım alıp İlia’yı kurtarmak için (mektupta adı verilen) Rusya sınırında olan bölgeye ulaşır. Uyuşturucu imalatından tutuklu olan çoğu erkek olan rehineleri kurtarmak için hayatını hiçe sayar. Ona son anda uzatılan yardım eli ise, Gökhan’dan gelir..
Yazar Hakkında:
İrina Andreeva, 1970 senesinde Gürcistan’ın Dedoplisckaro kasabasında fakir bir ailede dünyaya geldi. 1992 senesinde Tiflis’te meslek yüksekokulunu bitirdi ve o senelerde güçlü bir bağımsızlık hareketiyle sarsılan memleketini terk ederek, hayatını kazanmak için annesinin memleketi olan Rusya’ya yerleşti. “Hayat dipsiz bir kuyu”, sözünü sık sık dile getiren yazar, şimdilerde yaşamını Türkiye’de, iki oğlu ve eşiyle sürdürmekte.
Kitapları:
LANETLİ EV. (Basılmış kitap)
KURUTULMUŞ KELEBEKLER. (Basılmış kitap)
AKLIMDAKİ ŞEYTAN. (Basılmış kitap)
KÖRDÜĞÜM (Basılmış kitap)
KUŞLARA EMANET (Basılmış kitap)
Şu an “AĞAÇTAN KIZLAR” (dosya) üzerinde çalışmaktayım.