tr
Talip Doğan Karlıbel

Katil Doğanlar

Notify me when the book’s added
To read this book, upload an EPUB or FB2 file to Bookmate. How do I upload a book?
«Hitler'in Emir Subayları"
Alman Subayı Peter, Yahudi tutsaklarından İzzak'a: «JUDE! (YAHUDİ!) Potinlerim arkadaşının pis kanı sıçradığı için kirlendi. Derhâl gel temizle!» dedi. Yahudiler Hitler Almanya'sında onur kırıcı davranışlara maruz kalıyorlardı. Bu dönemde ortaya çıkan ve sistematik bir şekilde öncelikle tüm Almanya ve daha sonra da Avrupa'ya yayılan bir Yahudi katliamı gelişti. Yahudiler ciddi bir soykırım felaketine maruz kaldılar.
…Höss «Auschwitz'de yok etme konutunu yaptırdıktan sonra, kristalleşmiş prusik asit olanziklon B kullandım. Bunu ölüm odasındaki küçük bir delikten içeri damlatıyorduk. İklim koşullarına göre, ölüm odasındaki insanların ölmeleri; 3 ila 15 dakika sürüyordu.Haykırışlarının durması nedeniyle öldükleri zamanı biliyorduk…"
This book is currently unavailable
261 printed pages
Publication year
2010
Have you already read it? How did you like it?
👍👎

Quotes

  • Rəşad Babazadəhas quoted4 years ago
    1961 yılında, bu konuyla ilgili olarak, Almanya’da, uygun yaş grupları arasında yapılan bir kamuoyu sonra, İngiltere’deki Yahudi Konseyi Başkanı Sydney yoklamasında, toplumun yüzde otuz ikisi toplu yok etme eylemlerini bildiklerini, gerçeğe inatla karşı çıkan yüzde elli ikisi, savaş bitinceye kadar bu konuda hiçbir şey bilmediklerini söylediler.

    Gerçekte, toplu öldürmeler konusunda, kamplardan, çok güçlü kanıtlar elde edilmişti. Bazı olaylar yeterince iyi biliniyordu, örneğin; Pastor Nremöller’in yakını olan SS subayı Kurt Gerstein, Ziklon B gaz kristallerini sağlamakla yükümlü ikmal subayı olarak, Katolik ve Protestan kilisesi ilgililerine, 1942 yılından başlayarak bütün bildiklerini açıklamıştı. Fakat onun, toplu öldürmeleri konu eden bu çok önemli raporları, İsveç Hükümeti’nin dosyaları arasında kaldı ve savaş sonuna kadar açığa çıkmadı. Dünya Yahudi Konseyi’nin Cenova Bürosu Başkanı, Dr. Gerhardt Riegner’e, toplu öldürmeler konusunda, bir Alman işadamı tarafından 1942 yılında çok ayrıntılı ve sağlam bilgiler verildi. Bu bilgiler daha sonra Cenova’daki Amerikan ve İngiliz konsolosluklarına da iletildi. Ancak, Dışişleri Bakanlığı, bilgileri Dünya Yahudi Konseyi Başkanı, Babbi Stepnen Wise’a vermedi. Stephen Wise bu bilgileri daha sonra, İngiltere’deki Yahudi konseyi başkanı Sydney Silverman’dan öğrenebildi. Raporların gerçek olup olmadıkları resmi olarak saptanıncaya kadar aylar geçti.
  • Rəşad Babazadəhas quoted4 years ago
    Almanya, İsrail ve Yahudi toplumuna daha ileri bir iyi niyet göstererek, yeni İsrail devletinin Yahudi yurttaşlarını toplamasına yardım olmak üzere, 1952 yılında, üç milyar Mark vermeyi kabul etti. (Almanya savaştan sonra, bitip tükenmez bir çalışmayla yeniden bir refah ülkesi olmuştu.) Ayrıca, özellikle 1930’larda, Almanya’dan sürülmüş veya toplama kamplarından sağ kurtulabilmiş olan Yahudilerin, mallarının geri verilmesi konusundaki istemlerinin gerçek olduğu saptanırsa, bunlara tazminat vermeyi de kabul etti.
  • Rəşad Babazadəhas quoted4 years ago
    Sanıklara duyulan öfkenin ilk etkisi geçtikten sonra, bir yandan uzun hapis cezalarına çarptırılmış olanların cezalarında indirim yapılırken, öte yandan yeni verilen cezalar giderek daha hafif olmaya başlamıştı. 1949 yılında yasalarından ölüm cezasını kaldıran Almanlar, birleşmiş güçler gibi, sadizm ve öldürme suçlarını doğrudan doğruya işlemiş olan kadın ve erkekler dışında, yeni mahkemeler kurmaktan bıkmışlardı. Ekonominin yeniden kurulması ve çok çalışmanın günlük bir gereksinim olduğu bu dönemde, geçmiş, isteyerek unutulan bir öykü durumuna gelmişti. Bir zamanlar savaş suçlusu olarak tutuklu olanlardan birçoğu, başarılı siviller olarak işlerinin başına dönmüşlerdi.

    Bununla birlikte Federal Alman Cumhuriyeti, kendi dava dizisini 1958 yılından sonra geliştirerek sürdürdü. Bu girişim, bir bakıma Almanların kendi ruhsal sorumlarını çözümlemek ve Nazizmin artık geçmişte kaldığını, ancak toplu öldürmelere katılmış suçluların cezalandırılmadan bırakılmalarına izin verilmemesi gerektiğini açık yüreklilikle istediklerini tüm dünya önünde kanıtlamak içindi. Yahudi dünyasının, özellikle İsrail’in görüşü, 1940’ların katillerine, 1950’lerde saygı gören birer yurttaş olmaları için özgürlük verilmemesi gerektiği yönündeydi. Öte yandan Doğu Almanya, sınırını politik oyunlarla genişletmek ve Bonn hükümetini sıkıntıya sokmak için, Batı’da, ileri gelen devlet memurları ve başkaları hakkında, ani olaylar yaratıyordu. Doğu Avrupa’daki mahkemeler hem acımasız hem kısa süreli oluyor, hiçbir zaman fazla genişletilmiyordu. On binlerce suçlu idam edildi veya Rusya, Polonya, Çekoslovakya ve Doğu Almanya’da hapis cezalarına çarptırıldı. Buna karşılık, batıdaki müttefik mahkemelerinde 5.000 veya daha fazla, Federal Cumhuriyet mahkemelerinde de 6.000 kişi mahkûm edildi.

On the bookshelves

fb2epub
Drag & drop your files (not more than 5 at once)