Yusuf’un aynası düştü nasibine. Işığın şavkı vurdu içinin içine. Artık içinin mahrem sancıları ayıplanamaz. Artık küller altında tuttuğun ’ah’lar uslanmaz. Artık uyuttuğun hasretlerin rüyaya kanmaz. Artık unuttuğun hicranların susmaz.
Üç rüyanın aynasında seni sana anlatıyor Yusuf. Dünya rüyasının ardına çağırıyor gözlerini. Üç gömleği giydirerek yazgına, alnının çileli çizgilerinde okuyor hayatı. Üç Yusuf sahnesinin gerilimlerinde, Yusuf’un tuzağına düşmenin güzelliğini fısıldıyor. Yakub’ca bekleyişlerin sessizliğinde kalbinin kıpırtılarına dokunuyor.
Senai Demirci, Yusuf Kıssası’nın insanı aynalayan mesajını hece hece keşfe çıkıyor. Yusuf Kıssası’nın içinden ‘aynalı çarşı’da yürür gibi yürüyor. Yumuşacık akıp giden şiirsel anlatının sıcağında, Kur’an’ın hitabının diri dokunuşlarıyla şaşırtıyor okuyucuyu.