Nikolay Vasilievich Gogol

Bir Delinin Hatıra Defteri

Notify me when the book’s added
To read this book, upload an EPUB or FB2 file to Bookmate. How do I upload a book?
  • EdimselDenklemhas quoted2 years ago
    Bütün dünya biliyor ki İngiliz enfiye çekince Fransız hapşırır.
  • EdimselDenklemhas quoted2 years ago
    Her insan artık kendi şahsında tüm topluma hakaret edildiğini düşünüyor.
  • EdimselDenklemhas quoted2 years ago
    nlar, o mevki düşkünleri, o din bezirgânları, para için analarını, babalarını, Tanrıyı satarlar!
  • EdimselDenklemhas quoted2 years ago
    Ah, bir bilsen, aralarında ne hilkat garibeleri var. Kimisi kaba saba, soysuz sopsuz, müthiş aptal, yüzünden okunuyor aptallığı, sokakta çalımlı mı çalımlı yürüyüp önemli mi önemli bir şahıs olduğunu sanıyor, kimsenin ondan gözünü alamadığını düşünüyor. Ama asla öyle değil. Sanki görmemişim gibi ona dönüp bakmadım bile.
  • Betul Faikhas quoted2 years ago
    25 Martta Petersburg’da son derece garip bir şey oldu. Berber İvan Yakovleviç, Voznesenki caddesinde oturan (soyadı unutulmuştu, hatta sabunlu yanağıyla bir beyefendinin resmedildiği ve altında “Hacamat da yapılır!” yazısından başka bir yazının bulunmadığı tabelasında bile yoktu soyadı) berber İvan Yakovleviç epeyce erken uyandı ve sıcak ekmeğin kokusunu duydu. Karyolasında azıcık doğruldu, çok saygın bir hanım olan, kahve içmeyi çok seven eşinin daha yeni pişen ekmekleri sobadan çıkardığını gördü.
    “Praskovya Ospinovna ben bugün kahve içmeyeceğim” dedi İvan Yakovleviç, “Onun yerine canım soğanla sıcak ekmek istiyor.”
    (Aslında İvan Yakovleviç hem onu hem ötekini yemek isterdi, ama iki şeyi birden istemenin büsbütün olanaksız olduğunu biliyordu, zira Praskovya Ospinovna böylesi kaprislerden hiç mi hiç hoşlanmazdı.) Karısı, “Varsın ahmak ekmek yesin, benim için daha iyi” diye düşündü. “Fazladan kahve kalacak.” Böyle deyip masaya bir ekmek fırlattı.
    İvan Yakovleviç nezaket gereği gecelik gömleğinin üstüne frakını giydi, masanın başına oturup tuz serpti, iki baş soğan hazırladı, yüzüne ciddi bir ifade takınarak bıçağı aldı ve ekmeği kesmeye koyuldu. Ekmeği iki parçaya böldü, ortasına baktı ve beyaz beyaz duran bir şey görünce çok şaşırdı. İvan Yakovleviç bıçakla sakına sakına, yavaşça deşeledi, parmağıyla yokladı. “Katı!” diye mırıldandı. “Ne olabilir ki?”
    Parmaklarını daldırdı ve dışarı çıkardı; “bir burun!..” İvan Yakovleviç’in kolları yana düştü. Gözlerini ovuşturmaya, burnunu yoklamaya başladı; burun, gerçek bir burun! Üstelik de sanki tanıdık birisinin burnu gibi görünüyordu. İvan Yakovleviç’in yüzünde dehşet ifadesi belirdi. Fakat bu korku eşinin kapıldığı hiddetin yanında bir hiçti.
    “Canavar, nereden kestin sen bu burnu?” diye haykırdı öfkeyle. “Düzenbaz! Sarhoş herif! Seni polise kendim ihbar edeceğim. Haydut! Üç adamdan duydum tıraş
  • İbo-Gizemhas quoted5 years ago
    Ancak şimdi, olup bitenleri ölçüp tartınca, görürüz ki, bu başkentte gerçeğe benzemeyen pek çok şey olmaktadır.
  • İbo-Gizemhas quoted5 years ago
    Fakat dünyada uzun süreli hiçbir şey yoktur ve ilk dakikanın ardından gelen dakikada sevinç de artık öyle coşkun değildir; üçüncü dakikada daha da zayıflar ve nihayet suya düşen bir çakılın oluşturduğu dairenin, sonunda, düzgün su yüzeyiyle bir olması gibi, farkına varılmadan normal ruh durumuyla karışıp kaynaşır.
fb2epub
Drag & drop your files (not more than 5 at once)