“Okuma zihnî hayatı uyandırmalı, yerini almamalı onun. Başkalarının hazırladığı bir bal değil hakikat, onu kitap sayfalarından toplayamayız, kafamızın ve gönlümüzün iç hamleleri ile fethedebiliriz ancak.” Doğru. Zihin arı, kitap çiçek, dış dünya kovan. “Aydın okumak için okur. Kitaba kitap olduğu için perestiş eder. Bulduğunu yükler hafızasına. Sindiremez, hayatına katamaz. Kendi kendini zehirler. Bu fetişist saygı zararlıdır, ama çok yaygındır da. Bu “edebî hastalığa” büyük adamlar daha çok tutulurlar. Düşünce ile, doğrudan doğruya temas etmedikleri zaman kitaplarla beraber olmaktan hoşlanırlar. Zaten, kitaplar da onlar için yazılmış değil mi? Büyük zekâlar kitabîdirler. Ama bu, kitabîliğin bir kusur olmasına mâni değildir. Kitabîlik, zekâdan çok hassasiyet için tehlikeli. Dâhi her okuduğunu temessül eder, kendi malı olur fikirler. Bir kucak odun küçük bir ateşi söndürür, büyük bir ateşi daha da canlandırır.”