Anselmus ressam örneğini kullanıyordu. Ressam, resmini yapmadan önce bir sahne hayal eder. Bir aşamada hayal ettiğini resmeder. Böylece resim, hem zihninde hem de gerçekte var olur. Tanrı, bu örnekten farklıdır. Anselmus, Tanrı gerçekte var olmadan bir Tanrı fikrine sahip olmamızın mantıksal olarak imkânsız olduğuna inanıyordu; halbuki, tasarladığı resmi hiç yapmamış bir ressamı kolayca hayal edebiliriz, yani resim dünyada değil, sadece ressamın zihninde var olmuştur. Tanrı, bunun gibi yegâne varlıktır: Kendimizle çelişmeden, var olmayan herhangi başka bir şeyi tasavvur edebiliriz. Eğer gerçekten Tanrının ne olduğunu anlarsak, Tanrının var olmamasının imkânsız olduğunu da fark ederiz.