Söylediklerinizin aynısını bana önceleri bir doktor anlatmıştı, dedi. Yaşlı, akıllı bir adamdı. Sizin gibi açık, şaka eder gibi, ama hüzünlü bir şaka havasıyla konuşuyordu. “İnsanlığı sevdiğim halde kendi kendime şaşıyorum, diyordu. Toplu olarak insanları sevdikçe kişilere karşı sevgim o nispette azalıyor. Hayalimde, olanca ihtirasımla insanlığa hizmet etmeyi kurduğum çok olmuştur, gerekirse bu uğurda kendimi feda edebilirdim. Gel gelelim, kimseyle aynı odada iki gün bile geçiremem; bunu deneyerek biliyorum. Yaklaşan kimse şahsiyetimi eziyor, hürriyetimi hudutluyormuş gibi geliyor bana. Yirmi dört saat içinde en iyi insandan nefret edebilirim. Birinden, sofrada yemeği ağır yediği, öbüründen, nezlesi var, durmadan burnunu temizliyor diye, insanlar bana temas eder etmez onlara düşman kesiliyorum. Ama kişilere nefretim arttıkça genel olarak insanlığa sevgimiz o nispette artıyordu.”