bilâkis, sakin, samimi olduğunu anlardı. Arkadaşları arasında kendini göstermeyi sevmezdi. Belki bu yüzden kimseden çekindiği de yoktu, halbuki çocuklar pervasızlığıyla gururlanmadığını, âdeta cesaret ve pervasızlığının farkında olmadığını görüyorlardı. Hiç kin tutmazdı. Kalbini kırmış bir arkadaşının sonradan söylediği bir sözü cevapsız bırakamaz, yahut saf, içten, aralarında bir şey olmamış gibi bilerek affetmiş hali de yoktu; saydırmaya başlardı. Hem de bunu yaparken hakareti, nasılsa hakaret saymıyor, böylece çocukları büsbütün kendine bağlıyordu